ODTÜ’lü Olma Bilinci ve Gelecek İçin Sorumluluklar
Fatoş Tünay Yarman-Vural
En eski ve köklü kültürlere ev sahipliği yapan Anadolumuz, Avrupa’nın beşyüz yılda geçirdiği rönesans, endüstri ve bilgi devrimlerini hızlandırılmış olarak yaşamanın sancılarını çekiyor. Kır ile kentin, skolastisizm ile akılcılığın, zanaat ve endüstrinin üst üste bindiği bu sosyo-kültürel karmaşa dengeye ulaştığında kendimizi ya karanlık çağda, ya da “muasır medeniyetler” in aydınlığında bulacağız.
Bu kritik süreçte, topluma karşı kurumsal sorumluluğumuz azımsanamaz bir boyuttadır. Çünkü ODTÜ pratikte, içinde yaşadığımız sosyal organizmanın “ilerleme organı”dır.
Toplumlar ilerledikçe, onları ilerletmenin yordamları da değişmek zorundadır. O halde, bu ilerlemelere paralel olarak, ODTÜ, akademik değerlerini, eğitim metodolojilerini ve toplumsal rolünü nasıl yapılandıracağını ciddi olarak gözden geçirmelidir. Zira, tarihsel süreçte, üniversitelerin bin yıl boyunca dimdik ayakta durabilmelerinin nedeni, yalnızca toplumu değil, aynı zamanda kendilerini de biçimlendirebilme becerileridir.
Son yıllarda bilim ve teknolojideki yenilikler, toplumu ve toplumun üniversiteyle olan ilişkisini önemli boyutlarda değiştirmiştir. Araştırma, eğitim ve topluma hizmet görevlerimiz arasındaki sınırlar giderek belirsizleşmekte; üniversiteler, bilgi üreten ve bu bilgiyi toplumla paylaşarak özümseten önemli odaklar haline gelmektedir. Böylece, üniversiteler, giderek bir parçası oldukları toplumla bütünleşmektedir.
O halde, ODTÜ’nün amacı;
- Evrensel bilimde en ön saflarda yer tutmaya çalışırken,
- Ülkemizin gelişimine katkıda bulunan ve sorunlarına bilimsel çözümler üreten,
- Toplumun dinamiklerine karşı duyarlı ve taleplerini yönlendiren,
- Kendi özgür iradesiyle hareket eden,
mükemmel bir dünya üniversitesi haline gelmek olmalıdır.
Üniversitemizin yukarıdaki hedeflere erişebilmesi için daha atılımcı, daha katılımcı bir yaklaşımla “ortak aklı” harekete geçirmesi gerekmektedir.
ODTÜ, dinamizmin ve belirsizliğin giderek arttığı bu düzende, köklü geleneklerini koruyarak güçlü üniversite konumunu sürdürebilmek için, kararlı olarak değişmek zorundadır. Bu değişimi başarılı bir şekilde yönetebilmek için, altını hep birlikte dolduracağımız somut projelerle aşağıdaki sorulara yanıtlar üretmeliyiz:
- ODTÜ’nün, nasıl bir yönetişim tarzına ve liderliğe ihtiyacı vardır?
- Üniversite içi akademik ortam ve sosyal kültür nasıl geliştirilebilir ?
- Akademik yaşamımızın kalitesini ve sürdürülebilirliğini iyileştirme ve geliştirme yolunda atılacak adımlar nelerdir?
- Bunun için nasıl bir ödül ve terfi sistemi benimsenmelidir?
- Yayınlarımız ve entelektüel etkinliklerimiz nasıl faydaya dönüştürülebilir?
- Değişen şartlara uygun olarak ODTÜ’lü olma bilincinin pekiştirilmesi ve tarihsel sinerjinin güçlendirilmesi için neler yapılması gerekmektedir?
- Ulusal ve Uluslararası çevremiz ile etkileşimimizi nasıl düzenlemek gerekir ?
- Toplumun sosyal, ekonomik, teknolojik ve kültürel hedeflerini belirlemede ve bu hedeflere ulaşmada üniversitemizin rolü nedir?
- Uluslararası varlığımızı ve gücümüzü nasıl arttırabiliriz?
- Öğretim ve araştırmada mükemmeliyete nasıl erişebiliriz? Öğretim, araştırma ve topluma hizmet arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlayabiliriz?
- Türkiye’de ve dünyada ODTÜ’nün gücünü ve etkisini arttırmak için yerleşkelerimizi nasıl geliştirmeliyiz?
ODTÜ, yarım yüzyıllık birikimiyle, cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkarak, bu değerleri yeni yaklaşımlarla zenginleştirecek ve Türkiye’ye yön verecek büyük bir beyin gücüne sahiptir. Bu gücü eyleme dönüştürmek için ihtiyaç duyduğumuz kıvılcım heyecandır. Hepimizin geleceğine inandığı aydınlık günlere ancak, birlikte çalışarak ve paylaşarak, ilkelerimizden ve değerlerimizden ödün vermeden ulaşabiliriz.
Tüm öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz ve mezunlarımızla, ortak projeler etrafında kenetlenerek ülkemiz ve insanlık için yapabileceğimiz çok şey var…
Yeter ki, akıl, gönül ve güçlerimizi birleştirelim!
Sevgi ve Saygılarımla
Fatoş Tünay Yarman-Vural